Tunç Soyer, “İzmir demokrasinin kalesidir”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Cumhuriyet’in 2. Yüzyılına Girerken Kültür ve Sanatın Geleceği” sempozyumunun “Yerel Yönetimler ve Sanat” oturumunda konuştu. Önder Soyer, kentte yaşayanları sanat üretimine katmak için çalıştıklarını belirterek, “İzmir’de kültür sanat alanında yapılan çalışmaların temelinde demokrasi var. İzmir demokrasinin kalesidir” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Girerken Kültür ve Sanatın Geleceği” sempozyumunun ilk gün etkinlikleri kapsamında “Yerel Yönetimler ve Sanat” konulu oturuma katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde. Oturumun moderatörlüğünü siyasetçi Ali Dinçer anısına yazar Yekta Kopan yaptı.
“İnsanların sanatı sadece tüketmesi değil, üretmesi de gerekiyor”
Önder Tunç Soyer, bir şehirde insanların sadece sanat tüketmesi değil, sanat üretmesi gerektiğine vurgu yaparak, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şehir tiyatrosu yoktu. Bu yaptığımız ilk şeylerden biriydi. Köy tiyatrosu yoktu; kurduk. Şu anda İzmir’in birçok köyünde köy tiyatroları sahneleniyor. Sokak müzisyenleri çok değerli bir parça, hayatın içinde varlar. Batı şehirlerine gittiğimizde hayranlıkla izliyoruz. Çünkü aslında bir özgürlük ikliminin göstergesidir. Sokakları hayata neşe katan bir şeydir. Onlarla ilgili protokoller yaptık. Övünmek için söylemiyorum aksine eksiklerimiz olduğunu düşündüğüm için söylüyorum. Kentin sadece sanat tüketerek sanatla iç içe olması mümkün değildir. Konserler veriyorsun, tiyatro, dans gösterileri getiriyorsun. Sorun onları getirmek değil. Sorun şu ki bu şehirde yaşayan insanlar sanat üretimi ile uğraşıyorlar. Ve iklim sorunu dediğimiz şey aslında demokrasi demektir. Yani demokrasi varsa, şehrin sokaklarında insanların hissettiği bir iklim varsa o zaman üretim süreçleri artarak devam eder. Demokrasi, mümkün olduğu kadar çok katılımla ilgilidir.
“Artık bu hikaye değişimin eşiğinde”
Anadolu aydınlanmasının yarım kaldığına ve bu nedenle bugün yoksul ve çorak bir iklimde yaşadığımıza işaret eden Lider Soyer, “Artık bu hikaye değişimin eşiğine geldi. Bunu toplumda görüyoruz. Çünkü toplum siyasi aktörlerin önündedir. İleriye doğru çok organik bir yolun habercisidir. Onu yaşayacağız. Bunu yaşarken sanat üreticilerine ve ustalarına büyük ihtiyaç vardır. Birçok ustamız, maaşlı insanımız var. Ürettiklerini ve birikimlerini gençlerle paylaşabilecekleri yerler açmalıyız. Bu daha çok yerel yönetimlerin işidir. Merkezi otorite değerli bir rol oynamalı ama bence hayat yerel olarak akıyor ve geleceğin dünyası şehirler dünyası. Daha fazla aksiyon almalı, daha fazla irade göstermeli ve daha cesur olmalıyız” dedi.
“İzmir demokrasinin en kalesidir”
İzmir’de kültür-sanat alanında yürütülen çalışmaların temelinde demokrasinin yattığını belirten Lider Soyer, “İzmir her şeyin kalesi olarak tanımlanıyor. Bence demokrasinin kalesidir. Liman kenti olma özelliğinden dolayı, hiçliğin ortasında yaşama kültürünü özümsemiş insanların yaşadığı bir kenttir. İzmir insanı kucaklayan bir iklime sahiptir. Yüzyıllar boyunca birbirinin dinini, dilini bilmeyen insanlar, birlikte büyümeyi, ekmeğini paylaşmayı öğrendiler. Bu yaşamda sosyal bir gen olarak devam eder. İzmir aslında buna hazırdı, biz de bunu fırsat bilip gereğini yapmaya çalıştık. Yaptığımız şeyin az olduğunu düşünüyorum. Çok daha fazlasını yapmak mümkün. 14 Mayıs’tan sonra göreceksiniz. Biz belediye olarak çok daha fazlasını yapacağız.”
“Tiyatro yapmak için kanımızı sattık”
Yerel yönetimler ve sanat arasındaki bağa değinen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, çocukluk ve gençlik dönemleri ile eğitim hayatından örnekler verdi. Büyükerşen, Eskişehir’deki arkadaşlarıyla birlikte çocukluk yıllarında amatör bir tiyatro kurma çabalarına başladıklarını anlatarak, yaşadıkları zorlukları anlattı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı